Yükleniyor, lütfen bekleyiniz.

Merkez Müdürümüz Prof. Dr. Yeliz Bozkurt Gümrükçüoğlu AA'ya Konuştu

07.03.2025
Merkez Müdürümüz Prof. Dr. Yeliz Bozkurt Gümrükçüoğlu AA'ya Konuştu
Merkez Müdürümüz Prof. Dr. Yeliz Bozkurt Gümrükçüoğlu, arabuluculuk sisteminin Türkiye'deki gelişimi, taraflara sağladığı avantajlar ve hukuk sistemine katkıları hakkında Anadolu Ajansı'na (AA) kapsamlı bir değerlendirmede bulundu. Röportajında, arabuluculuğun yargının iş yükünü azaltmada ve taraflar arasında dostane çözümler geliştirilmesinde oynadığı kritik rolü vurgulayan Gümrükçüoğlu, sürecin işleyişine ve güncel istatistiklere ilişkin önemli bilgiler paylaştı.

Hukuki uyuşmazlıkların mahkemeye gitmeden çözüme kavuşturulmasını sağlayan arabuluculuk sistemi, her geçen gün daha fazla tercih ediliyor. 2013 yılından bu yana uygulanan sistemde, bugüne kadar 7 milyon 225 bin dosya arabuluculuğa taşınırken, bunların 4 milyon 460 bini anlaşmayla sonuçlandı.

Adalet Bakanlığı Arabuluculuk Daire Başkanlığı verilerine göre, Türkiye genelinde yaklaşık 45 bin arabulucu aktif olarak görev yapıyor. Sisteme giren uyuşmazlıklardan müzakeresi tamamlanan 4 milyon 460 bin dosyada taraflar uzlaşırken, 2 milyon 280 bin dosyada ise anlaşmaya varılamadı. Genel anlaşma oranı yüzde 64 olarak kaydedildi.

Anlaşmayla sonuçlanan dosyaların en büyük kısmını, 2 milyon 927 bin ile ihtiyari (isteğe bağlı) arabuluculuk başvuruları oluşturdu. Tarafların kendi istekleriyle başvurduğu ihtiyari arabuluculuk, hukuki süreçlerin dostane ve hızlı bir şekilde sonuçlanmasını sağlıyor.

İş davalarında 1 Ocak 2018’de zorunlu hale gelen arabuluculuk uygulaması kapsamında bugüne kadar 2 milyon 370 bin başvuru yapıldı ve bunların 1 milyon 100 bininde anlaşmaya varıldı.

Ticari uyuşmazlıklarda 1 Ocak 2019’dan, tüketici uyuşmazlıklarında ise 28 Temmuz 2020’den itibaren zorunlu hale gelen arabuluculuk sürecinde de önemli ilerlemeler kaydedildi. Ticari anlaşmazlıklarda 950 bin başvurudan 340 bininde, tüketici uyuşmazlıklarında ise 500 bin başvurudan 173 bininde taraflar uzlaşma sağladı.

Son dönemde arabuluculuk kapsamına alınan kira uyuşmazlıklarında da süreç etkili oldu. 1 Eylül 2023’ten itibaren uygulamaya giren bu yöntem kapsamında 320 bin başvurudan 123 bininde taraflar anlaşmaya vardı. Ayrıca aynı tarihten itibaren ortaklığın giderilmesiyle ilgili 15 bin, kat mülkiyeti ve komşuluk hukukuyla ilgili 5 bin, tarımsal üretim sözleşmelerinde ise 200 dosyada taraflar uzlaşı sağladı.

Merkez Müdürümüz Prof. Dr. Yeliz Bozkurt Gümrükçüoğlu: "Arabuluculuk Uzlaşı Kültürüne Önemli Katkı Sağlıyor"

Merkez Müdürümüz Prof. Dr. Yeliz Bozkurt Gümrükçüoğlu, AA'ya verdiği röportajda, arabuluculuk sisteminin 2013 yılında hukuk sistemine dahil edilerek ihtiyari olarak başladığını, ardından zorunlu arabuluculuk uygulamalarının getirilmesiyle kapsamının genişlediğini belirtti.

Zorunlu arabuluculuğun aslında "dava şartı arabuluculuk" olduğunu ve tarafları anlaşmaya zorlayan bir süreç olmadığını vurgulayan Gümrükçüoğlu, "Bu sistem, mahkemeye gitmeden önce tarafların müzakere etmesini gerektiriyor. Yani yalnızca başvuruda bulunmak ve görüşmelere katılmak zorunlu. Tarafların bir anlaşmaya varması ise tamamen kendi iradelerine bağlı." dedi.

Arabuluculuk sürecinin şirketler açısından da büyük bir avantaj sunduğunu belirten Gümrükçüoğlu, "Bu yöntem, şirketlerin ticari sırlarını koruyarak itibarlarını zedelemeden uyuşmazlıklarını çözmelerine olanak tanıyor. Özellikle kurumsal dünyada giderek daha fazla tercih ediliyor." ifadelerini kullandı.

Bireylerin de arabuluculuğa ilgisinin arttığını dile getiren Gümrükçüoğlu, "Adil bir uzlaşı için tarafların güç dengesinin korunması önemli. Arabuluculuk sürecinde, tarafların yargı yoluna başvurmaları halinde elde edebilecekleri sonuçları öngörerek müzakerelere katılmaları gerekiyor." değerlendirmesinde bulundu.

Arabuluculuk sisteminin yaygınlaşmasıyla birlikte, mahkemeye taşınan dava sayısının azalması ve tarafların dostane çözümlerle haklarını koruyabilmesi hedefleniyor.

İstanbul Arabulucular Derneği Kurucu Başkanı ve arabuluculuk eğitmeni avukat Dilek Yumrutaş da arabuluculuğun, tarafların hukuk uyuşmazlıklarını kendilerinin çözebilmesine olanak sağlayan bir sistem olduğunu belirtti.

Yumrutaş, "Taraflara iletişim kurup müzakere edebilmeleri için bir alan sunuluyor ve kendilerinin çözümlerini müzakere masasında karşılıklı, sağlıklı bir iletişimle oluşturmalarına imkan tanınıyor. Arabulucular olarak biz de taraflara katkı sunmaya ve çözüm önerileri getirmeye çalışıyoruz. Böylece uyuşmazlıklarını mahkemeye intikal etmeden, arabuluculuk yoluyla, karşılıklı anlaşma suretiyle çözme olanağına kavuşabiliyorlar." diye konuştu.

Arabuluculukta, güncel olmayan iletişim adresleri nedeniyle taraflara ulaşma süreçlerinde zorluklar yaşandığını aktaran Yumrutaş, "Özellikle ticari uyuşmazlıklarda 6+2, yani 8 haftalık arabuluculuk sürecinin tamamlanması yasayla belirlenmiş bir süre. Diğer alanlarda ise 3+1 hafta dediğimiz 4 haftalık süreler belirlenmiştir. Bu süreler içerisinde eğer taraflara ulaşmak mümkün olmazsa ve taraflar müzakerelere devam etmek isterse, yine kendilerine ulaşmaya gayret ediyoruz. Mevzuat, belirli bilgileri almamıza olanak sağlıyor ancak tarafların iletişim bilgilerinin güncel olmaması, onlara ulaşmayı zaman zaman zorlaştırabiliyor." şeklinde konuştu.

Uygulamanın yasalaşmasının ardından geçen sürede 5 milyona yakın bir anlaşma sayısına ulaşıldığına dikkati çeken Yumrutaş, "1 Ocak 2018'de dava açmadan önce arabuluculuğa başvuru zorunlu hale geldiğinde, başvuruların yüzde 90'ı zorunlu arabuluculuk kapsamındaydı. Buna karşılık, tarafların isteğe bağlı olarak başvurduğu ihtiyari arabuluculuk oranı yalnızca yüzde 10-15 civarındaydı ancak 5 yıl içinde bu oranlar tersine döndü. Artık başvuruların yüzde 85-90'ı ihtiyari arabuluculuk kapsamında gerçekleşirken, zorunlu başvurular ise yüzde 10-15 seviyesine geriledi. Bu da toplumun arabuluculuk sistemine alıştığını ve onu bir uyuşmazlık çözüm yöntemi olarak benimsediğini gösteriyor." dedi.

Yumrutaş, arabuluculukta son yıllarda özellikle kira, kat mülkiyeti ve komşuluk hukuku uyuşmazlıklarında anlaşma sayılarında ciddi artışlar kaydedildiğine işaret etti.

Boşanma davalarının da arabuluculuk kapsamına alınması için çalışmalar yapıldığını belirten Yumrutaş, "Özellikle boşanma kesinleştikten sonra, mal paylaşımı aşamalarında ihtiyari olan arabuluculuk süreçlerinde uygulamalar gerçekleştiriliyor. En azından çocukları korumak ve onların anne-babalarıyla daha iyi bir iletişimde olabilmelerini sağlamak amacıyla, çekişmeli boşanma süreçlerinin daha da kısaltılmasına yönelik, mahkemede hakimin sevk etmesiyle arabuluculuk süreçlerinde uygulamalara başlanması yönünde çalışmalar devam ediyor." ifadelerini kullandı.